Hüseyin Yücel, katıldığı programda başkanlığı devrinde teknik yöneticilik için Sergen Yalçın ile görüştüğünü, lakin tecrübeli teknik adamın mevcut kaos ortamı nedeniyle teklifi reddettiğini belirtti.
Hüseyin Yücel’in tüm açıklamaları şu biçimde:
Önümüzdeki kongrede aday mısınız?
“Mayısta aday değilim. Ben bunu deklare ettim zati. Zira 6 aylık bir başkan seçimi olmaz. Şu an Serdal Bey’in önünü açmak, dayanak olmak lazım ki aklındaki projeleri hayata geçirsin. O yüzden mayısta aday olmayacağımı esasen belirtmiştim. Hatta üstüne Serdal Bey’i destekleyeceğimi de deklare ettim. En son Divan Konseyi’nde da birebir şeyi söyledim. Beşiktaş’a biraz stabilite ve istikrar gerekiyor. Zira son 2-3 senede yaşanan şeyler ıstırap verici. Bunun sonucunda da makûs sonuçlar geldi.
Siz lider olsaydınız teknik yönetici konusunda çalışmanız var mıydı?
Ben Sergen’i çok istedim. Sergen ile de görüştüm. Birinci görüşmemizde müspet de yaklaşmıştı. Fakat daha sonra Beşiktaş’ın içerisindeki yönetimsel külfetler, Samet hocanın televizyona çıkıp konuşma yapması çok huzursuz etti. Yalnızca Sergen hocayı değil camiayı da huzursuz etti. ‘Önce yönetimsel krizleri aşın, sonra başımın üstünde yeriniz var’ diye deklare etti Sergen hoca. Kendisi de yüzde yüz haklıydı. O karmaşıklığa, o belirsizliğe gelmek çok mantıklı olmayabilirdi. Ben bilhassa bu yüzden seçime gittim. Belirsizlik ortadan kalksın, genel heyet iradesini ortaya koysun ve yetkiyi bir lidere versin ve önü açık bir biçimde lider ve idare, ekibi istenen düzeye ulaştırsın. Serdal Bey ile startı verdik, inşallah daha güzel olur. Sergen hoca illa gelecektir ancak Beşiktaş’a bakalım ne vakit.
Türkiye’nin dört bir yanında okullarınız var. Onları yönetmek mi daha sıkıntı, yoksa Beşiktaş’ı mı?
Beşiktaş’ı daha sıkıntı. Beşiktaş çok daha sıkıntı. En azından okul idarelerinde bir hiyerarşi var herkes vazifesini biliyor. Beşiktaş idaresinde herkes her şeyi biliyor. Herkes her şeyi bildiği için de yönetmek sıkıntı.
Sosyal medyadan etkilenir misiniz?
Etkilenmiyorum diyen palavra söyler bana nazaran. Elbette etkilenir insan. Ancak müspet tenkit istikametinden bir katkı da sağlıyor toplumsal medya. Oradaki düzmece hesaplara çok kafayı takmazsanız yapan çok hoş tenkitler olabiliyor. Lakin kafayı takmadan da yapamıyorsunuz.
Sosyal medyadaki olumlu yahut olumsuz tenkitler kulüp siyasetini etkiliyor mu?
Bence etkiliyor. Yalnızca Beşiktaş özelinde değil genel olarak etkilemiyor diyor yöneticiler. Zira bir transfer yapacaksınız yahut teknik yönetici gelecek şunu çok uygun biliyorum ki kimi yöneticiler toplumsal medyada yoklama çekiyor. Birini almadan evvel şunu verelim alttan bakalım ne çıkacak. Herkes için geçerli değil olağan ki bu da. Ancak bu biçimde yapanlar da var.
Fenerbahçe ve Galatasaray güya çıtayı biraz üst çıkardı. Beşiktaş’ın bu çıtayı kapaması için ne yapması gerekiyor?
Öncelikle Beşiktaş’ın en büyük dezavantajı son 3-4 senede oyuncu satışı gerçekleştiremedi. Yani bilhassa Fikret Orman devrinden sonra futbolcu ihracı gerçekleştiremedik. Hal bu türlü olunca çok önemli darboğaza girdi Beşiktaş. Sponsorlukların gelirleri belirli, kırdırdığımız sponsorluklar var. O yüzden Beşiktaş’ın ekonomik sorunlarını çözmeden, o makası daraltmak biraz sıkıntı üzere gözüküyor. Bununla alakalı da Serdal Adalı birinci adımı attı. Sermaye artırımı ile Bankalar Birliği’nin tüm borçlarını kapatacağını taahhüt etti. Bunun da emaresini gördük, onayı aldı SPK’den. İnşallah önümüzdeki aylarda Bankalar Birliği’nden çıkmış olacak Beşiktaş.
Genel olarak baktığımızda sermaye artırımı bir modül cepten yemek değil mi?
Şöyle cepten yemek değil. Şayet sermaye artırıp gelen fonu 30-35 yaşında futbolculara harcarsanız olağan ki cepten yemek. Ancak gelen sermaye ile Bankalar Birliği borcunu kapatırsanız, zira şu an Beşiktaş 1.5-2 milyar TL ortasında yalnızca faiz ödüyor. Bunu kapattığınızda taktirde bu türlü bir tasarruf elde etmiş olacaksınız. Gelirlerinizin çabucak hemen hepsi, %90’a yakın bankalara temlikli. Bunlar boşa çıkmış olacak. Yepisyeni bir yapılanmaya gitmeniz mümkün. O yüzden çok cepten yemek üzere değil yanlışsız kullanıldığında.
Nasıl yanlışsız kullanacaksınız? Sizin özel olarak ürettiğiniz bir formül var mı?
Dediğim üzere sermaye artışı üzere gelen ek kaynakları kulübün istikrarlı büyümesi için kullanılması gerekiyor. Rastgele bir biçimde oyuncu ve teknik yönetici transferine ayırmamak gerekiyor. Hoca ve oyuncu transferini muhakkak sponsorluklarla halletmek gerekiyor. Kulübün kasasından çıkmadan.
Bunu yapabilecek gücü var mı Beşiktaş’ın?
Katiyetle var. Beşiktaş, Türkiye’nin en eski kulüplerinden bir tanesi. Mevcut idarenin görüştüğü sponsorlukların olduğunu biliyorum. Yani Beşiktaş’ın sponsorluk bulamama üzere bir lüksü yok. Yalnızca üç kuruş aşağı mı üç kuruş üst mı? Ona bakmak lazım. O da natürel ki sportif muvaffakiyete endeksli. Beşiktaş maalesef son 2-3 yıldır sportif muvaffakiyet elde edemediği için sponsorluklar da doğal ki birebir oranda gerileme yaşıyor. Ancak Beşiktaş çok büyük bir marka. O yüzden biraz emek vermek, sağa sola saldırmak lazım.”
